“Doğum günün kutlu olsun, Bebek.” Sesi beni ayak uçlarıma kadar ısıttı.
Beni kendine doğru çekerek bacaklarımı açtı, doğrudan klitorisime doğru daldı. Parmakları çekiştirdi ve tıngırdattı. Ben mırıldandım ve inledim.
İlk orgazm için yalvardım. “Evet, Babygirl.”
İkincisini yalvardım. “Elbette, Babygirl.”
Üçüncü ve dördüncüyü tutamadım, ikisi de titreyip ürperirken, vücudum kasılıyor ve kasılıyor, amımdan sıcak bir sıvı akıyordu.
Kalçalarımı kasıklarına doğru çektiğinde neredeyse onun aletini yalvarıyordum.
Başka bir doğum günü sürprizi: kısa, hızlı penis darbeleri, saçımda el ve yanağıma bir şaplak. Sikişmek hiç bu kadar tatlı olmamıştı. Sevdiğim şey bu. İstediğim şey bu. Bana ver!
Sırtım kemerlenirken vücutlarımız birbirine çarptı. Meme ucumu, onun penisinin etrafında doruğa ulaşana kadar çimdikledi. Boşaldığında, bir homurtuyla oldu.
Akşamın ilerleyen saatlerinde, dinlenme, şımartılma ve pastayla geçen bir günün ardından, yan yana yatakta uzandık, ne uyuyabildik ne de rahatlayabildik.
“Neden sadece sevişmiyoruz, Baba?”
“Beni hazırla kızım.”
Bacaklarının arasına uzandım ve nazikçe testislerini avuçladım. Serttiler ve avucumu dolduruyorlardı. Testislerinin altındaki hassas noktayı buldum ve onu okşadım. Nefes nefese kaldı ve inledi. Gülümsedim.
“Ah, sanırım sikiniz için biraz kayganlaştırıcıya ihtiyacınız var.” Amına uzandım ve kendime hızlı bir orgazm yaşattım, parmaklarımı sularla kapladım. Islak elimi şaftının etrafına doladığımda, seks kokusu ikimizi de sardı.
Hırladı ve sonra geri çekildi.
“Kıpırdama.” Daha fazla kayganlaştırıcı çıkardığını duydum. Bu hızlı ve kirli olurdu. Mükemmel.
Bacaklarımın arasından kayarken, aletini vajinamı doldurdu. İç çektim. Evet, ihtiyacım olan şey bu.
Uzun, yavaş vuruşlarla beni neredeyse tembelce becerdi. Ta ki kalçasını kavrayıp tırnaklarımı tenine geçirene kadar. Serbest bıraktı, beni omzumdan tuttu, parmakları daha derine çarptığında kas ve sinirleri acıttı.
Bu sefer geldiğinde gürültülü bir kükremeyle geldi.